Masumiyet Karinesi - Örgüt Üyeliği - Organik Bağ


T.C.

İSTANBUL

35. AĞIR CEZA MAHKEMESİ BERAAT

DOSYA NO : 2018/138 Esas

KARAR NO : 2018/179

C.SAVCILIĞI ESAS NO : 2018/13480

GEREKÇELİ KARAR

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A

BAŞKAN : ..

ÜYE :..

ÜYE : ..

C. SAVCISI :..

KATİP : ..

DAVACI : K.H.

SANIK : F.

MÜDAFİİ : Av. GÖKÇEN TOPÇU, Merkez Mah. Perihan Sk. No: 116 Kat:2 D:7 ... Şişli/ İSTANBUL

SUÇ : Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma

SUÇ TARİHİ / SAATİ : 30/07/2016

SUÇ YERİ : İSTANBUL

KARAR TARİHİ : 04/10/2018

Yukarıda açık kimliği yazılı sanık hakkında mahkememizde yapılan duruşma sonunda:

İDDİA

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 27/03/2018 tarih, 2018/13480 Esas ve 2016/100776 Soruşturma sayılı iddianamesi ile; sanık F. hakkında Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma suçundan TCK'nun 314/2, 53/1, 58/9, Terörle Mücadele Kanunu 3 ve 5/1 maddeleri gereğince cezalandırılması istemi ile kamu davası açıldığı anlaşılmıştır.

SAVUNMA

Sanık F. mahkememizdeki savunmasında; " Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum, bu konuda ayrıntılı olarak savcılıkta ifademi vermiştim. Olay tarihinde eski tarihlerden evimde kalan kitapları içinde Allah'ın ve Peygamberimizin ismi geçtiği için uygun bir yere bırakmak istedim, tarihleri eskidir, benim bu örgüt ile bir bağlantım yoktur. Bank Asya'da iddianamede belirtilenin aksine Aralık 2013'te daha fazla hesap bakiyem bulunmaktayken Ocak ayında bakiye eksilmiş ve 2014'te azalmaya devam etmiş. Talimatla hareket etmediğimi göstermektedir. Olay tarihinde ben gizli saklı bir şey yapmadığım için rahattım, beni gören vatandaşlar ihbar etmiş, araç eşimin adına kayıtlı olduğu için eşimi polisler arayınca ben kendim polise gittim. Beraatımı talep ediyorum" şeklinde ifade verdiği anlaşılmıştır.

Sanık müdafii Av. Gökçen TOPÇU beyanında ; " Müvekkilde FETÖ/PDY kriterlerinden hiçbiri yoktur, olay çok açık, müvekkilimin örgütle hiçbir ilgisi yoktur. Müvekkil zaman zaman yurt dışına çıkmaktadır bu nedenle pasaport iptali kararından dönülmesini talep ediyoruz. Ayrıca dijitallerin incelenmesi bizce gerek yoktur" şeklinde beyanda bulunmuştur.

MÜTALAA

Cumhuriyet Savcısı mütalaasında; " Her ne kadar sanık hakkında 31/12/2013 tarihine kadar Bank Asya hesabında 0 TL bulundurduğu 24/12/2014 yılında da 93.005,21 Tl'lik bakiye artışı tespit edildiği ve böylece terör örgütü elebaşı Fetullah GÜLEN'in talimatıyla Bank Asya'ya para yatırarak örgüt üyeliği suçunu işlediğinden bahisle iddianame tanzim edilmiş ise de; kovuşturma aşamasında sanığın Bank Asya hesabının incelenmesinde bu hesabı 2009 yılından itibaren aktif olarak kullandığı 31/12/2013 tarihinden sonra hesapta artış değil bakiyede eksilmenin olduğunun görüldüğü, sanığın örgüt elebaşının talimatıyla Bank Asya'ya para yatırdığına dair başkaca delil bulunmadığı anlaşılmakla; sanığın beraatına karar verilmesi kamu adına talep ve mütalaa olunur." şeklinde mütalaa bildirdiği anlaşılmıştır.

DELİLLER:

...İddia

...Savunma

...Adli Sicil ve Nüfus Kaydı

...Müflis Asya Katılım Bankası A.Ş. İflas Dairesinin 21.05.2018 tarih ve ASYA-BHM-MAHK-HAS6696-30707474 sayılı yazısı

...İstanbul Valiliği İl Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünün 05/09/2018 tarih ve 47909374-92815-(63044)-E.2018090518481261092 sayılı yazısı

...Krea İçerik Hizmetleri ve Prodüksiyon Anonim Şirketinin 11/06/2018 tarihli yazısı

...İstanbul Valiliği İl Emniyet Müdürlüğü Hudut Kapıları Büro Amirliğinin 16/05/2018 tarih ve 47909374-79970-(42399)-E.2018051615414016381-6343-88862 sayılı yazısı

...İstanbul Valiliği İl Nüfus ve Vatandaşlık Müdürlüğünün 17/05/2018 tarih ve 95216523-146.99-Otomatik-45135 sayılı yazısı

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE

Sanık hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın iddianamesi ile Silahlı Terör Örgütü Üyeliğinden cezalandırılması istemi ile mahkememizde kamu davası açılmış ise de;

Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 2013/1-255 Esas, 2014/180 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere; amacı somut olayda maddi gerçeğe ulaşarak adaleti sağlamak, suç işlediği sabit olan faili cezalandırmak, kamu düzeninin bozulmasını önlemek ve bozulan kamu düzenini yeniden tesis etmek olan ceza muhakemesinin en önemli ve evrensel nitelikteki ilkelerinden birisi de, insan haklarına dayalı, demokratik rejimle yönetilen ülkelerin hukuk sistemlerinde bulunması gereken, öğreti ve uygulamada; "suçsuzluk" ya da "masumiyet karinesi" şeklinde, Latincede ise "in dubio pro reo" olarak ifade edilen "şüpheden sanık yararlanır" ilkesidir. Bu ilkenin özü, ceza davasında sanığın mahkûmiyetine karar verilebilmesi açısından gözönünde bulundurulması gereken herhangi bir soruna ilişkin şüphenin, mutlak surette sanık yararına değerlendirilmesidir. Oldukça geniş bir uygulama alanı bulunan bu kural, dava konusu suçun işlenip işlenmediği, işlenmişse sanık tarafından işlenip işlenmediği ya da gerçekleştiriliş şekli hususunda herhangi bir şüphe belirmesi halinde uygulanabileceği gibi, suç niteliğinin belirlenmesi bakımından da geçerlidir. Ceza mahkûmiyeti, herhangi bir ihtimale değil, kesin ve açık bir ispata dayanmalı, bu ispat, hiçbir şüphe ya da başka türlü oluşa imkan vermemeli, toplanan delillerin bir kısmına dayanılıp, diğer kısmı gözardı edilerek ulaşılan kanaate değil, kesin ve açık bir ispata dayanmalıdır. Yüksek de olsa bir ihtimale dayanılarak sanığı cezalandırmak, ceza muhakemesinin en önemli amacı olan gerçeğe ulaşmadan hüküm vermek anlamına gelecektir.

Yargıtay 16. Ceza Dairesi'nin 26/0/2017 tarih ve 2017/1809 Esas, 2017/5155 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere; örgüt üyesi, örgüt amacını benimseyen, örgütün hiyerarşik yapısına dahil olan ve bu suretle verilecek görevleri yerine getirmeye hazır olmak üzere kendi iradesini örgüt iradesine terk eden kişidir. Örgüt üyeliği, örgüte katılmayı, bağlanmayı, örgüte hakim olan hiyerarşik gücün emrine girmeyi ifade etmektedir. Örgüt üyesi örgütle organik bağ kurup faaliyetlerine katılmalıdır. Organik bağ, canlı, geçişken, etkin, faili emir ve talimat almaya açık tutan ve hiyerarşik konumunu tespit eden bağ olup, üyeliğin en önemli unsurudur. Örgüte yardımda veya örgüt adına suç işlemede de, örgüt yöneticileri veya diğer mensuplarının emir ya da talimatları vardır. Ancak örgüt üyeliğini belirlemede ayırt edici fark, örgüt üyesinin örgüt hiyerarşisi dahilinde verilen her türlü emir ve talimatı sorgulamaksızın tamamen teslimiyet duygusuyla yerine getirmeye hazır olması ve öylece ifa etmesidir.

Silahlı örgüte üyelik suçunun oluşabilmesi için örgütle organik bağ kurulması ve kural olarak süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk gerektiren eylem ve faaliyetlerin bulunması aranmaktadır. Ancak niteliği, işleniş biçimi, meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı, örgütün amacı ve menfaatlerine katkısı itibariyle süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk özelliği olmasa da ancak örgüt üyeleri tarafından işlenebilen suçların faillerinin de örgüt üyesi olduğunun kabulü gerekir. Örgüte sadece sempati duymak ya da örgütün amaçlarını, değerlerini, ideolojisini benimsemek, buna ilişkin yayınları okumak, bulundurmak, örgüt liderine saygı duymak gibi eylemler örgüt üyeliği için yeterli değildir. (Evik, Cürüm işlemek için örgütlenme, Syf 383 vd.)

Örgüt üyesinin, örgüte bilerek ve isteyerek katılması, katıldığı örgütün niteliğini ve amaçlarını bilmesi, onun bir parçası olmayı istemesi, katılma iradesinin devamlılık arz etmesi gerekir. Örgüte üye olan kimse, bir örgüte girerken örgütün kanunun suç saydığı fiilleri işlemek amacıyla kurulan bir örgüt olduğunu bilerek üye olmak kastı ve iradesiyle hareket etmelidir. Suç işlemek amacıyla kurulmuş örgüte üye olmak suçu için de saikin "suç işlemek amacı" olması aranır. (Toroslu özel kısım syf.263-266, Alacakaptan Cürüm İşlemek İçin Örgüt syf.28, Özgenç Genel Hükümler syf.280)

Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;

Her ne kadar sanık hakkında 31/12/2013 tarihine kadar Bank Asya hesabında 0 TL bulundurduğu 24/12/2014 yılında da 93.005,21 Tl'lik bakiye artışı tespit edildiği ve böylece terör örgütü elebaşı Fetullah GÜLEN'in talimatıyla Bank Asya'ya para yatırarak örgüt üyeliği suçunu işlediğinden bahisle iddianame düzenlenmiş ise de; kovuşturma aşamasında sanığın Bank Asya hesabının incelenmesinde bu hesabı 2009 yılından itibaren aktif olarak kullandığı 31/12/2013 tarihinden sonra hesapta artış değil bakiyede eksilmenin olduğunun görüldüğü, sanığın örgüt adına herhangi bir aktif faaliyet yürüttüğüne, örgütün çağrılarına iştirak edip eylem ve etkinliklere katıldığına, dolayısıyla terör örgütü üyeliğinin en önemli unsurları olan yoğunluk, çeşitlilik ve süreklilik arzeden eylem ve faaliyetler içerisine girdiğine ilişkin yeterli delil bulunmadığı, sanığın savunmasının aksini kanıtlayan her türlü şüpheden uzak, kesin, yeterli ve kuvvetli delil elde edilememiş olup, şüpheden de sanık yararlanır evrensel hukuk ilkesi de dikkate alındığında, sanığın üzerine atılı suçu işlediği sabit olmadığından CMK 223/2-e maddesi gereğince beraatine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;

Sanığın üzerine atılı suçu işlediği sabit olmadığından CMK 223/2-e maddesi uyarınca BERAATİNE,

Soruşturma aşamasında el konulan dijital materyallerin karar kesinleştiğinde sahibine İADESİNE,

Sanığın beraat etmesi nedeniyle yargılama giderlerinin CMK'nın 327/1. maddesi gereğince HAZİNE ÜZERİNDE BIRAKILMASINA

Dair; sanık ve müdafiinin yüzüne karşı, C. Savcısı Ferhat Yayla'nın huzurunda kararın tefhiminden itibaren 7 gün içinde mahkememize verilecek bir dilekçe veya tutanağa geçirilmek koşulu ile zabıt kâtibine beyanda bulunulmak suretiyle 5271 sayılı CMK' nun 272/1. maddesi gereğince İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Başkanlığı nezdinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere, belirtilen süre içerisinde yasa yoluna başvurulmadığı takdirde kararın kesinleşeceği hususu belirtilerek oy birliği ile verilen karar açıkca okunup, usulen anlatıldı. 04/10/2018

2016   Topçu Hukuk Bürosu